17 Haziran 2007 Pazar

Yedikule

Yedi tane kulesi ile çevresindeki semte adını vermiştir. İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethedilmesiyle birlikte, Osmanlı hazinesinin korunması için, Bizans surlarına yapılan eklerle inşa edilmiştir. Cumhuriyete kadar başta hapishane olmak üzere çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. 1831’de sarayın arslanhanesi, 1856’da bir süre baruthane işlevini görmüştür.
II Theodosius döneminde V. yüzyılda yaptırılan ve Bizans Dönemi kara surlarınının en önemli kapılarından biri olan Altın Kapı’nın iki kulesi ile aynı sıradaki iki Bizans kulesine dıştan eklenen üç silindirik kule ve bunları bağlayan dört sur duvarından oluşan beşgen planlı, yedi kuleli bir yapıdır. Altın Kapı’nın yanısıra Fatih’in yaptırdığı kuleli bir kapısı ve kuzeyinde bir koltuk kapısı vardır. Altın Kapı’nın iki yanındaki Bizans kulelerinden kuzeyde “Pastorama Kulesi” olarak bilinen ve “III. Ahmet Kulesi” olarak tanınan burcun aslı dörtgen planlı iken III. Ahmet ve III. Osman dönemlerinde sekizgene çevrilmiştir. Kapının güneyinde bulunan ve “Küçük Kule” olarak tanınan Bizans burcu ise 1766 depreminde yıkılmış, yerine yenisi yapılmamıştır. Büyük kulelerden kuzeydoğuda “Darı” yada “Hazine Kulesi” ile güneydoğuda “Kız” veya “Top Kulesi” silindirik gövdeli, ortadaki “Zindan Kulesi” çokgen gövdelidir. “Zindan Kulesi” nin bir diğer adı olan “Kitabeler Kulesi”, adını kulenin iki yanındaki duvarlara, buraya hapsedilen yabancı tutuklular tarafından kazılan yazılardan almaktadır. Hisar içinde bir mahalle oluşmuştu. Fatih döneminde yapılan caminin minaresi ve çeşme günümüze ulaşmıştır. Varlığından sözedilen okul ve mezarlar bugün mevcut değildir.

__________________________
İzzet Kumbaracılar, Cahide Tamer; “Yedikule”, T. Turing Otomobil Kurumu Yayını, İstanbul.
Oktay Aslanapa; “Osmanlı Devri Mimarisi”, s.535, İstanbul 1986.
Oktay Aslanapa; “Türk Sanatı”,s.302, İstanbul 1997.


0 yorum: